“Umut ve cesaret bulaşıcıdır” diyerek 2015 yılında gerçekleştirdiğimiz İyi Şeyler Yapan Güzel İnsanlar Konferansı’nda, kötüye ve olumsuza odaklanmak yerine, iyi şeyler yapan insanları tanıtıp, onların yaptıklarını daha geniş kitlelere duyurmayı amaçladık. Örnek modeller geliştiren ve sürdüren insanların, başkalarına da ilham verebilmesi için İyi Şeyler Yapan Güzel İnsanlar, bir röportaj serisi olarak devam ediyor.
Topluluk destekli bir yayıncılık modeli tasarlamak, uygulamak ve geliştirmek üzere bir araya gelen EKOFİL’in, gezegenin ve insanlığın esenliğini önemseyen yazar, çizer, çevirmen, editör ve okurlardan oluşan ekibi ile sürdürülebilir yayıncılık modeli deneyimlerini konuştuk.
Röportaj: Ayşe Nur Ayan
*Sorular, Ekofil mutfak ekibi tarafından kolektif şekilde yanıtlanmıştır.
Topluluk destekli yayıncılık fikri nasıl ortaya çıktı?
Dünyada ve özellikle son 10 yıldır Türkiye’de ekoloji camiası tarafından deneyimlenen armağan çemberleri, kitle fonlama kampanyaları, gıda toplulukları ve benzeri girişimlerin ilhamıyla, dünyaya ve insana değer veren, birliğe, bütünlüğe, dayanışmaya inanan geniş bir topluluğun fikir, emek ve desteğiyle ortaya çıktı. 2015 yılında Seda Arıcıoğlu’nun önayak olduğu “Kalplerimizin Mümkün Bildiği Daha Güzel Dünya” çevirisi için maddi kaynak ihtiyacı doğunca Burcu Ertunç’tan “topluluk destekli yayıncılık” fikri geldi. Oradan yola çıkarak, tıpkı topluluk destekli tarım sistemlerinde olduğu gibi üretici ile tüketicinin birbirini desteklediği, kitle fonlamanın ötesinde topluluk oluşturmayı da kapsayan, sürdürülebilir bir yayıncılık modelinin içini doldurmak için çalışmaya başladık.
İlknur Urkun Kelso’nun çağrısı ile 2017’de bir araya geldiniz… Peki bu oluşumun içerisinde kimler var?
2017’de bu çağrı yapıldığında 81 kişilik bir yazışma grubu oluştu ve ilk toplantılarımızın ardından en hızlı şekilde üretime geçerek ilerlemeye karar verdik, aktif olarak üretimde rol almak isteyen üyelerle bir mutfak ekibi kurduk. 2019 yılında ilk kitabımız için destek çağrısına çıkmamızla yaklaşık 500 kişiye ulaştık. Mutfak ekibimiz de bu doğrultuda genişledi ve şu an İlknur Kelso, Hira Doğrul, Şebnem Ekici, Alper Can Kılıç, Özlem Şekercioğlu Lesport, Bülent Korkmaz, Burcu Ovacık ve Şamil Beştoy’dan oluşuyor.
Tracy Lord ve Burcu Pek kitaplarını bize hediye ederek çok büyük katkı koydular. Baskı ve matbaa işlerinde Alef Yayınlarından Sinan Kılıç, tasarım alanında Çağatay Apaydın’dan ve editoryal işlerde Emel Kızılcık’tan destek aldık. Bu isimlerin yanında dağıtımda, tanıtımda, fonlamada bize destek veren tüm üyelerimizi bu oluşumun bir parçası olarak görüyoruz.
“Ekofil”in sizin için nasıl bir anlamı var?
Ekofil, bu gezegeni, canlı cansız tüm varlıkları ve iyi kötü tüm olgularıyla seven ve kaybetmek istemeyen insanları kitaplar aracılığıyla bir araya getiren bir topluluk deneyimi. Seviyoruz kitapları, birbirimizi, topluluk olmayı, paylaşmayı ve birlikte üretmeyi…
Topluluk destekli yayıncılık modeli nasıl işliyor?
Değişmeye ve gelişmeye açık olan modelimizin şu anki halinde yayıncılığın tüm ayaklarını topluluk desteği ile yürütmeyi hedefliyoruz. Üyelerimiz Ekofil yayınlarına içerikte, hazırlık süreçlerinde, finansmanda, tanıtımda ve dağıtımda istedikleri ölçüde destek olabiliyor. Yayınlarımız topluluğun ihtiyaçları, önerileri, birikimleri göz önünde bulundurularak seçiliyor, yayına hazırlanırken bir yandan da maliyetlerinin karşılanması için topluluktan destek isteniyor. Maliyetleri karşılandığı noktada da kitap basılıp dağıtılmaya başlanıyor. Muhtemelen herkesin bildiği gibi, basım işlerinde hacim büyüdükçe maliyet düşüyor ve dolayısıyla kitap, gelen destekten daha fazla sayıda basılıp fazlasının gelirleri yeni kitaplar ve Ekofil’in kendi işleyişi için kullanılıyor. Yani her kitapta daha sonrakiler için bir miktar da maya ayrılıyor. Giderek topluluğun maddi desteğine daha az, içerik ve üretim desteğine daha çok dayanacağımızı da umuyoruz.
Topluluk destekli yayıncılık modelini oluştururken en çok hangi konularda zorlandınız?
Bizi en çok tüzel kişilik oluşturma süreci zorladı. Böyle bir yayıncılık modeline en uygun düşecek, hem emek üreten herkesin karşılığını hakkıyla alabileceği, hem kâr amacı gütmeden elde edilen tüm fazla gelirin sonraki projelere aktarılabileceği, hem de topluluk üyelerinin katılımına açık, ortak karar alımına dayalı, şeffaf bir modele denk düşecek yapıyı bulmakta zorlandık. Zira Türkiye’de henüz “kâr amacı gütmeyen şirket” ya da kamu hizmeti gören kooperatif, “sosyal girişimcilik” gibi yapıların resmiyeti yok. Aylarca kooperatif mi, dernek mi yoksa şirket mi kursak diye araştırdık, bilenlere sorduk. Bu alanın henüz oluşmadığını ama bu konuda çalışmalar yapıldığını öğrendik. Şimdilik dernek yapısında karar kıldık.
Ekofil, Türkiye’de yerel tohumların korunması için yıllardır emek veren, Emanetçiler Derneği Başkanı Tracy Maria Lord’un, “Balkonlarda ve Küçük Bahçelerde Tohum Alma ve Saklama El Kitabı” ile yayın hayatına başlamış oldu. Sizin için nasıl bir deneyimdi?
Kuşkusuz her anlamda çok öğretici oldu. Tohum kitabı hem bizim hem de Tracy’nin ilk kitabıydı; Tracy amatör bir ruhla ama hayli titiz bir profesyonellikle çalışan biri. Süreçte pek güzel kaynaştık, dost olduk. Biz bir yandan işin yayıncılık kısmıyla ilgili kâğıt seçiminden matbaa süreçlerine, kapak tasarımından bandrol alımına çok şey öğrendik. Bir yandan, ön sipariş süreci çok tatlı tanışmalara vesile oldu; böyle bir girişim meğer ne kadar bekleniyormuş onu gördük.
Destekçilerinizin ve okurlarınızın geri dönüşleri nasıl oldu?
İlk çağrıdan bu yana Ekofil’in modeli ve amaçları konusunda heyecanımızı taze tutan, oldukça olumlu ve besleyici geri dönüşler alıyoruz.“Balkonlarda ve Küçük Bahçelerde Tohum Alma ve Saklama El Kitabı” özelinde ise aldığımız tepkiler çok olumlu, motive edici. Eleştiriler de son derece yapıcı ve destekleyici oldu. İlk kitabın konusunu çok doğru seçtiğimizi ve topluluk eliyle dağıtım modelinin de insanları çok heyecanlandırdığını gördük.
O kadar güzel ve destekleyici mesajlar, o kadar kritik noktalarda destekler aldık ki, her türlü tereddütümüz ve çekincemiz siliniverdi. Gizli bir destekçimizin yaptığı büyük maddi bağış, kitabın matbaadan alınıp depo alanına taşınmasında arabasıyla destek verenler, kitabın dağıtımına gönüllü olanlar… Hele ki Türkiye’nin en önde gelen matbaalarından birinin bize ulaşarak bu girişime destek vermesi, doğru bir iş yaptığımızı bize gösterdi.
Kitapların dağıtımı nasıl gerçekleşiyor?
Modelimizin bir ayağı da dağıtımın topluluk desteği ile gerçekleştirilmesi. Şu an Türkiye’nin çeşitli yerlerinde 30’un üzerinde fiziksel dağıtım noktamız bulunuyor ve bunlar Ekofil’e destek vermek isteyen kafe, kültür merkezi, sahaf gibi mekanlar. Dağıtım noktalarına gelemeyenler için adrese kargo yapıyoruz. Ayrıca tohum takas buluşmaları, ekoloji buluşmaları, çeşitli festivaller gibi etkinliklerde stand açıyoruz. Diğer taraftan dağıtımın büyük bir bölümü ön sipariş desteği veren üyelerimizce yapılıyor çünkü destekçilerimizin çoğu birden fazla kitap sipariş edip kitap basıldıktan sonra bunları kendi çevrelerine dağıtıyor.
Ekofil’in bundan sonraki planında neler var?
Uygulamaya dönük kitaplara ağırlık vermek istiyoruz; iyileştirici tarım, ekolojik tasarım ve mimari, iklim krizi çözümleri, şehrin ekolojik dönüşümü gibi konulardaki uygulamalar mesela. Ekoloji kuramı ve anlayışını farklı yönleriyle açacak kitaplar gündemimizde. Özgün, eğlenceli, cüretkâr çocuk kitapları hazırlamaktayız. Kırsala göç konusunu biraz absürt şekilde ele alan bir karikatür kitabı da yolda.
Kitapların konusu mevcut destekçilerin talepleri doğrultusunda mı belirleniyor? Süreç nasıl işliyor?
Aslında kitapların konusundan ziyade konunun nasıl işlendiğiyle ilgileniyoruz. Ekofil çizgisine yakın olan bütün içerikleri gücümüz yettiğince değerlendirmeye alıyoruz. Destekçilerden gelen öneri ve ihtiyaçları duymaya yoğun çaba harcıyoruz fakat süreci sadece talepler belirlemiyor. Destekçilerimizin kitap önerilerini ya da projelerini önemsiyoruz ve sınırlarımız dahilinde bu önerileri hayata geçirmenin yollarını arıyoruz. Eğer öneri ve ihtiyaçlara çeşitli nedenlerle cevap veremiyorsak, bunu anlatmanın yollarını bulmaya dönük olarak kolektif emek harcıyoruz. İlkelerimizle örtüşmeyen öneri ve başvuruları değerlendirmeye almıyoruz fakat ilkesel olarak ortaklaştığımız proje ve eserlerde, başka kriterler belirleyici oluyor.
Şu aralar Ekofil mutfak ekibinin de içinde olduğu bir yayın kurulu oluşturma derdindeyiz. Yayın kurulu tarafından olumlu değerlendirilen eserleri biriktirip takvimimiz doğrultusunda hareket etmeye çabalıyoruz. Konunun özgünlüğü ve/veya nasıl işlendiği, topluluk için hangi ihtiyaçlara hizmet ettiği, genel olarak alandaki hangi boşluğu doldurduğu gibi kriterlerle birlikte, ekonomik ve zamansal koşulların uygunluğu, seçilen eserin mutfağında çalışacak bir ekibin oluşması ve bu ekibin hem kendi içinde hem Ekofil mutfak ekibi ile koordineli çalışmasına yönelik birtakım hazırlıkların tamamlanması gibi süreçlerden geçiyoruz. Ardından tanıtım ve fonlama süreci başlıyor. Basımla ilgili teknik işler bittiğinde kitabın dağıtım sürecine başlanıyor.
Okurlardan ve destekçilerden eserle ilgili geri bildirim istediğimiz çeşitli yöntemlerimiz var. Geri bildirimleri mail grubu, bire bir görüşmeler ve/veya e-anketler üzerinden toparlayıp değerlendiriyoruz. Bir sonraki eser için ya da aynı eserin yeni baskıları için bu geri bildirimler oldukça zihin açıcı oluyor.
İkinci kitap hazırlıkları ne aşamada? Kitap ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
İkinci kitabımız, “Saklı Orman” bir orman ekolojisi incelemesi. Yazarı biyolog David Haskell çok eski bir ormanın insan elinin pek değmediği bir bölgesinden yola çıkarak, o ormandaki unsurları, ağaçlardan çalılara, otlardan likenlere, mantarlardan sümüklü böceklere, kuşlardan geyiklere mikroskobik bir bakışla inceliyor. Bir yandan bu unsurların yaşam tarzları hakkında derinlemesine bir bakış sunuyor, bir yandan da bu unsurların birbirleriyle olan etkileşimlerinin çok katmanlı, karmaşık boyutlarını gösteriyor ve tüm bu ilişkiler ağının insan toplumlarındaki çeşitli yansımalarını irdeliyor. Teknik bir bakış açısını alabildiğine edebi bir dille harmanlayan, özel bir kitap. Çevirisi bitti, şu anda editoryal süreçte. Mayıs gibi yayımlamayı planlıyoruz.
Size destek olmak isteyenler nasıl bir yol izleyebilir?
Her şeyden önce üyelik ve destek formumuzu doldurabilirler. Bu formda çeşitli destek seçenekleri yer alıyor. Hiçbir sermayeye dayanmadan tamamen kolektif emek ve topluluk desteği ile çalıştığımız için, kitaplarımızın ön siparişle alınması işimizi çok kolaylaştırıyor. Topluluk üyelerimiz kitap önererek, kendi yazı, çizim vb. üretimlerini paylaşarak, Ekofil’i sosyal medyada duyurarak, eğer bir mêkanları varsa dağıtım noktası desteği sunarak, kargoyla kitap alacaklarında bir araya gelip toplu sipariş vererek bize destek olabilir.
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğinden Buğdaygil Ayşe Nur Ayan’ın sorularını Ekofil Mutfak Ekibinin kolektif olarak yanıtladığı röportaj http://www.bugday.org/blog/iyi-seyler-yapan-guzel-insanlar-ekofil-topluluk-destekli-yayincilik/ adresinde 15 Mart 2020’de yayımlanmıştır.
Ekofil, topluluk destekli bir yayıncılık modeli tasarlamak, uygulamak ve geliştirmek için bir araya gelmiş, gezegenin ve insanlığın selametini önemseyen yazar, çizer, çevirmen, editör ve okurlardan oluşan bir girişim. Ekofil Yunanca oiko (ev) ve phile (sever) kelimelerinden türetilmiş bir terim. “Ev” ile kastedilen, şimdilik tek evimiz olan dünya gezegeni. Ekofil, evimiz ve üzerindeki tüm varlıkların iyiliğini gözettiği müddetçe her konu ve alanda yayın yapmayı amaçlıyor.