Topluluk destekli bir yayıncılık girişimine soyunduğumuzda, başından beri net bir durum vardı: belli bir sermaye koymadan ve kâr amacı gütmeden bu işi yapmayı deneyecektik. Cebinizde 0 lirayla yayıncılık yapmaya kalkışmak tam bir delilik gibi gözükebilir. Ama bizim başından beri ekoloji ve topluluk dayanışması odaklı bir oluşum kurabileceğimize, bu topluluğun bu girişimi destekleyeceğine, böylelikle bir örnek model yaratabileceğimize güvenimiz tamdı. Bu güven romantik bir hayale dayanmıyordu; daha önce Emre Ertegün Yeniye Doğru kitabını “armağan ekonomisi”yle bastırmış ve ücretsiz dağıtmıştı.  Sonrasında Emre, İlknur ve ben Charles Eisenstein’ın The More Beatiful World Our Hearts Know is Possible adlı kitabını yayımlamak için bir araya gelmiş, Charles’tan da olur aldıktan sonra kitabı çevirip yine armağan ekonomisiyle basıp Kalplerimizin Mümkün Bildiği Daha Güzel Dünya ismiyle ücretsiz dağıtmıştık.

Tabii, attığımız yeni adım farklıydı; yukarıdaki iki örnekte ortada bir yayınevi yoktu ve bu kitaplar satılmıyordu; yani resmi bir yapı, fatura kesimleri, vergi yükümlülükleri ve çeşitli ticari bürokratik süreçlerden azadeydik. Kâğıt, matbaa masrafları ve harcanan emekleri karşılayacak bir meblağı toplamak yeterli gelmişti. Fakat keyfe keder kitap bastırmak ile bir yayınevi kurup düzenli şekilde kitap çıkarmak elbette farklı süreçlerdi. Bunun mümkün olup olmadığını görmenin tek yolu, elbette denemekti.

Bu çerçevede topluluk destekli bir kurguya odaklandık; topluluk destekli bir yayıncılığın açılımlarını diğer yazılarımızda anlatmaya çalıştık, burada girmiyorum. Mali açıdan buradaki topluluk desteği olarak, topluluğun Ekofil’e duyduğu güven doğrultusunda “kitle fonlaması” ve ön siparişle satışı, yani kitabın henüz basılmadan satışa çıkarılmasını; kitapların hayata geçirilmesine düzenli destek verilmesini ve ayrıca topluluğa ait çeşitli mekânlarında kitap dağıtım ve satışı desteği verilmesini kastediyoruz.

Mali işleyişimizi kurgularken önümüzde üç başlık vardı: Çıkarılacak kitapların maliyetlerinin karşılanması, Ekofil için harcanan emeğin karşılanması ve Ekofil tüzel kişiliğinin masrafları. İkincisinden başlayayım, Ekofil’i hayata geçirmek için başından itibaren en az 4, genelde 7 kişi olarak 3,5 yıldır her hafta bir gün (bazen iki gün) en az 2 saatliğine online toplantı yapıyoruz. Ayrıca hafta boyunca çeşitli yazışmalar, görüşmeler yapıyor, metinler yazıyor, görseller hazırlıyor, sosyal medya içerikleri hazırlayıp giriyor, kitaplar ve dosyalar değerlendiriyoruz. İlk 1-1,5 yıl boyunca bu işleri gönüllü olarak yürüttük. Ekofil biraz ete kemiğe bürünmeye başlayınca, Ekofil’de emeklerin karşılığının alınmasının temel ilke olduğunu kendimize hatırlatarak, “emek saat” uygulamasına geçtik. Yaptığımız toplantılar haricinde Ekofil için çalıştığımız saatleri not düştük ve asgari ücreti baz alarak bir saat başı ücret belirledik. Henüz paramız olmadığı için ödemeleri ileriye erteledik, ki zaten ekibin çoğu bu süreçte de emeklerini Ekofil’e hediye etti. Sonrasında, ilk kitabımızın masraflarından artan paradan bu ödemeleri gerçekleştirdik. Son 1 yıldır kasada paramız oldukça harcanan emekleri ödemeye çalışıyoruz ve hâlâ ekibin bir kısmı gönüllü çalışmayı tercih ediyor.

Kitapların maliyetini belirlerken de karşımıza şunlar çıktı: telif ve baskı maliyetleri, emek maliyetleri, dağıtım maliyetleri ve kurumsal harcamalar ile vergiler. İlki, eğer kitap çeviri ise yabancı yayınevine ödenecek telif ve ajans ücretini, telif eser ise yazara ödenecek telifi; kâğıt ve matbaa ücretlerini kapsıyor. Emek maliyetleri çeviri, yayın koordinatörlüğü, editörlük, son düzelti, kapak resmi ve tasarımı, mizanpaj, matbaa takibi, fonlama takibi, sosyal medya görselleri ve içeriklerinin hazırlanması ve paylaşımını kapsıyor. Dağıtım kalemi kargo ve ambalaj masrafları, dağıtım emeği ve dağıtım noktalarına ödenen komisyon maliyetlerini içeriyor. Vergiler ve kurumsal harcamalar bütün bu süreçte ortaya çıkan stopaj ve vergileri, bandrol, vb. kalemleri içeriyor. Her kitap için bu kalemleri tek tek çıkarıyor ve kitabın genel maliyetini belirliyoruz. Bu maliyet kitabın baskı sayısı ve fiyatlandırmasında bize yol gösteriyor.

Tabii bir de Ekofil’in bir tüzel kişilik olmasından kaynaklı muhasebeci giderleri, ödemesi gereken aylık ve yıllık vergiler, alınması gereken çeşitli demirbaşlar ortaya çıkıyor.

Buna bir de şunu eklemeli, her kitaptan toplanan paralardan bütün bu maliyetler karşılandıktan sonra artan olursa (yani “kâr”), bunu bir sonraki kitabın çalışmalarını başlatmak ve yeni kitabın maliyetlerinin %25’ini karşılamak üzere “can suyu” olarak ayırmaya karar verdik. Bu anlamda kendimizi (her ne kadar bunun henüz Türkiye’de resmi bir karşılığı yoksa da) bir “kâr amacı gütmeyen kuruluş” olarak tasarladık.

Sonuç itibariyle her kitapta şu denklemi çözmeye çalıştık: Nasıl bir fiyatlandırma yapmalıyız ki; bir yandan “butik yayınevi” kategorisine girmeden olabildiğince makul fiyatlarla çoğu kişinin ulaşabileceği kitaplar yayınlayalım, bir yandan da topladığımız parayla hem bu üç maliyet kalemi tamamen karşılanabilsin hem de bir sonraki kitap için bir “can suyu” kalsın. Telif ve baskı maliyetleri ile tüzel kişilik ve vergi maliyetleri bize bağlı olmayan rakamlar. Emek maliyetlerinde, piyasadaki yaygın ücretlendirmeleri geçer akçe kabul etmeden, emeklerin hakkaniyetli karşılıklarını saptamaya çalıştığımızı, bu süreçte ücretleri nasıl belirlememiz gerektiği konusunda henüz arayışta olduğumuzu ama özellikle çeviri ve editörlükte piyasadaki tavan fiyatları seçtiğimizi belirtelim. Bu arayışta deneyimli sektör çalışanlarıyla fırsat buldukça görüşüp fikir alıyoruz.

İşte böyle kalem kalem maliyetleri çıkarıyor ve baskı adedi ile satış fiyatına karar veriyoruz. Ardından ön sipariş sürecini başlatıyoruz ve (kasadaki para durumuna göre) kitabın maliyetinin en az %50’si karşılandığında, kalanının baskı sonrası satışlarda tamamlanacağına güvenerek süreci ilerletiyoruz. Yok eğer karşılanamazsa (henüz bu senaryoyu yaşamadık), baskı adedi ve/veya fiyatında revizyona gitmeyi düşündük.

Şimdiye dek 3 kitap çıkardık, Tohum Alma ve Saklama El Kitabı ile Saklı Orman’ı Alef üzerinden çıkardık. Tüzel kişilik sürecini tamamladıktan sonra da Büyüdüğüm Yer’i Ekofil Yayıncılık’tan çıkardık. Tohum kitabının baskısı kısa sürede tükendi, topluluğumuzdan sağ olsunlar büyük destek gördük. Biraz da bunun gazıyla, alanında büyük ses getirmiş, çok başarılı bulduğumuz Saklı Orman’ı 3 bin kopya bastık; henüz 2000 adet kadar satıldı. Büyüdüğüm Yer’i 2 bin adet bastık, kâğıdından dolayı hayli maliyetli bir kitap oldu ve yaz sezonunun, pandeminin ve krizin etkisiyle henüz 640 kadar satıldı. Sadece kendi maliyetini çıkarması için en az 1000 satması gerekiyor.

Düşündüğümüzden çok daha yavaş ilerliyoruz, zira normal yayınevleri aralıksız kitap çıkardığından, kitap satış döngüsü kitapların birbirinin maliyetlerini çıkarmasını sağlıyor. Bizimse para döngümüz çok yavaş ilerlediğinden yeni kitapların finansmanını toparlamakta zorlanıyoruz.

Ekofili tamamen topluluk desteği ile yürütme hayaliyle yola çıkmış olmamıza rağmen pandemiyle birlikte daha da derinleşen ekonomik krizin de etkisiyle kurumsal hibe ve fonlardan faydalanmayı da gündemimize almak durumunda kaldık.

Bütün bu süreçte topluluğun duyuru desteği vermesi (kendi sosyal medya hesaplarından kitapları paylaşması), medyada tanıtım yazılarının çıkmasına yardımcı olması ve imkânı varsa bir kitabı okumayacak olsa bile en azından hediye etmek üzere “askıya” bırakması işimizi kolaylaştıracak, önümüzü görmemizi sağlayacak. Sonbaharla birlikte bir süredir üzerinde çalıştığımız üç çalışmayı, bir karikatür kitabını, bir romanı ve arılar üzerine bir çalışmayı arka arkaya çıkarmak için moral olarak da maddi olarak da topluluğun desteğine ihtiyacımız var. Zira hem topluluğumuzdan daha çok kişiye iş fırsatı yaratmayı hem de bir süre sonra doğrudan topluluğumuzdan gelen çalışmalara alan açmayı hayal ediyoruz. Başka bir dünyayı böyle adım adım kurmayı hayal ediyoruz.

Dayanışmayla.

Pin It on Pinterest