Üretici ile tüketicinin ihtiyaçlar etrafında birleştiği topluluk destekli dayanışma modeli, hayatımıza topluluk destekli tarım ile beraber girdi ve farklı sektörlerde de kendini göstermeye başladı. Bu modelde, tüketiciler, üreticinin riskine ve üretim sürecine ortak olurken üretici, üretimi en iyi şekilde yapmaya odaklanabiliyor. Aracıların tekelleşmesi ya da üretenlerin emeklerinin karşılığını alamaması gibi sorunların da önüne geçilebiliyor. 2017 yılında kurulan Ekofil Yayınları, bu prensipleri bünyesinde taşıyan harika bir topluluk destekli yayıncılık örneği! Ekofil Mutfak Ekibi’yle zihin açıcı bir sohbet gerçekleştirdik.
Öncelikle sizi tanıyalım? Ekofil kimdir, neyi amaçlar?
Ekofil ortak hayallerle yola çıkmış bir ekip. Hayalimiz topluluk desteği ile yayın yapabilmek ve bu modelle yayın dünyasında sorun olarak gördüğümüz adaletsiz çalışma şartlarına ve tekelleşmeye alternatif çareler geliştirirken, gezegenin iyiliği için de kitaplar üretebilmekti. Ekofil, üretici (yazar, çizer, çevirmen, editör, tasarımcı vb.) ile okurun doğrudan ilişki ve dayanışma içinde olduğu, okurun üretim süreçlerine katıldığı ve her anlamda destek verdiği bir modelle insani ilişkilere dayalı bir topluluk oluşturmayı, ticari kaygıları azaltıp yayınların niteliğini ön planda tutmayı, böylece yayın üretenlerin, okurların & gezegenin ihtiyaçlarını ve esenliğini gözetmeyi amaçlıyor.
Yeni yazarlara alan açabilmek, kendi dağıtım ağımızı kurarak büyük dağıtım şirketlerine mecbur kalmadan kitap ücretlerini makul seviyede tutabilmek gibi onlarca hayalimiz var. En büyük hayallerimizden biri de topluluğu bir araya getirebileceğimiz, kültürel buluşmalar düzenleyeceğimiz bir mekâna sahip olmak.
Topluluk destekli yayıncılık nedir?
Topluluk destekli yayıncılık, topluluk destekli tarım modelinden ilhamla kurguladığımız bir deney. Tarımda üretici ve tüketicinin sorunlarını dayanışma yoluyla çözmeyi hedefleyen bu modeli yayıncılığa uyarlayarak hem yayın emekçileri hem de okur ihtiyaçlarının daha iyi karşılanabileceğini düşünüyoruz. Mevcut haliyle yazarlar “ne çok satar” diye yazmak, çevirmenler önlerine ne gelirse onu çevirmek, okurlar piyasa onlara neyi sunarsa onu okumak durumunda ve tarımda endüstriyel üretimin toprağı çölleştirmesi gibi bu sistemde de kültürel bir çölleşme kapımızda. Maliyeti düşük, albenili ama kalitesiz ürünler öne çıkıyor, faydalı ve kaliteli ürüne erişmek gittikçe zorlaşıyor ve bu sürecin ekolojik ayakizi gittikçe artıyor.
Topluluk desteği ile yayıncılık, kitapların seçiminde topluluğun ihtiyaçlarını gözetmekle başlıyor. Üretim sürecinde ihtiyaç duyulan noktalarda topluluğa danışmaya, kitap maliyetlerinin topluluk desteğiyle fonlanmasına, basılan kitapların topluluk desteği ile dağıtılmasına ve tanıtılmasına kadar birçok unsuru içinde barındırıyor. Kâr amacı yok. İşin içinde kâr amacı gibi bir merkez odak olmayınca da üretim aşamasında bütünü duymaya daha açık hale geliyoruz, kitabın fiyatına karar verirken de hem üreten hem de okur açısından herkesi gözetiyoruz. Topluluğa duyulan sorumlulukla da daha iyisini yapmaya çabalıyor ve daha özgür çalışabiliyoruz.
Yayınladığınız eserleri dünyayı ve insanı gözetme teması etrafında şekillendiriyorsunuz. Öncelikleriniz neler?
Ekoloji alanını olabildiğince geniş şekilde kapsamayı ve olabildiğince geniş bir kitleye hitap etmeyi hedefliyoruz. Bir akım ve dünya görüşü olarak ekoloji, bilim dalı olarak ekoloji, doğa yazını, insan dışındaki canlıların hakları, ekolojik üretim biçimleri, çocuklar için ekoloji, ekoloji edebiyatı gibi. Gıda, enerji, mimari gibi ihtiyaçların ekolojik üretimi de öncelik verdiğimiz konuların başında geliyor. Araştırma & inceleme eserleriyle sınırlı kalmayıp şu an ön sipariş aşamasında olan Faruk ile Toygun ve Yeryüzünde Bir Mevsim gibi sanatsal ve yaratıcı çalışmalara da alan açmayı önemsiyoruz.
Özellikle Balkonlarda ve Küçük Bahçelerde Tohum Alma ve Saklama El Kitabı’nda olduğu gibi Türkiye’den deneyim ve birikimlerin kâğıda dökülmesine ön ayak olmak ve bunun için fırsatlar yaratmak istiyoruz. Çocuklar için de dünya üzerindeki yaşam ağını anlatan, çocuk merakı ve yaratıcılığına alan bırakan, didaktik olmayan çalışmalar arayışındayız.
Yayıncılık sektörünün zorlandığı bir dönemden geçiyoruz, siz nasıl etkilendiniz bu süreçte?
Elbette ilk başta çok bocaladık. Kâğıt fiyatlarının sürekli artışı ve insanların alım gücünün düzenli düşüşü önümüzü göremememize, kitap bütçelerini yapamamamıza yol açtı. Önce ara vermeyi düşündük. Fakat sonra Ekofil’i kurmamızın başlıca nedenlerinin sektörün sorunlarına çözüm üretmek ve bir dayanışma modeli örneği oluşturmak olduğunu kendimize hatırlatarak yolumuza devam edebildiğimiz kadar etmeye karar verdik. Gücümüzü topluluktan alarak, topluluğun iradesi ve desteğiyle yolumuza devam etmek, destek alıyorsak ilerlemek, nabzını tutarak yolumuza devam etmek işimizin temel doğasını oluşturuyor. Bu sebeple gerektiğinde topluluktan geri bildirim almak için ufak anketler yaptığımız oluyor. Çıkan sonuçları değerlendirerek ve birbirimizin sesine, sözüne güvenerek ilerleyeceğiz.
Türkiye’de ve dünyada topluluk destekli projeleri ne seviyede buluyorsunuz?
Şunu biliyoruz ki yenilikler gerçek ihtiyaçlardan doğar. Topluluk destekli projeler gerçek ihtiyaç sahiplerince benimsendiği zaman, örneğin temiz gıdaya ulaşmakta zorlanan şehirliler bir araya gelip gıda toplulukları ya da mahalle bostanları kurduklarında çok güzel işliyor. Toplumun tüm kesimlerinin katılımına olanak sağlamayan ve belirli gelir gruplarına hizmet eden projeler bir süre sonra hem işleyiş hem de erişim açısından bir ayrışmaya neden oluyor. Türkiye’de kültür yayıncılığı henüz geniş kitleler tarafından gerçek bir ihtiyaç olarak görül(e)mediği için biz de bunu ne kadar uzun soluklu yürütebileceğimizi kestiremiyoruz. Bu sebeple topluluk destekli yayıncılık sistemini, sürekli geliştirmeye devam ettiğimiz ve topluluğu katılımcılığa teşvik ederek süreklilik kazandırmaya çalıştığımız bir model olarak görüyoruz.
Ekofil’in paydaşı/destekçisi olmak için ne yapabiliriz?
Websitemizde & kitap sipariş formlarımızda yer alan “üyelik formu”nu doldurarak, kendinizi tanıtıp bize nasıl katkı sağlayabileceğinizi paylaşabilir, e-posta gruplarımıza katılabilirsiniz. Kitaplarımızı ön sipariş yöntemiyle finanse ettiğimiz için önden alacağınız her kitap bizim için büyük destek. Sipariş vermeden önce çevrenize kitaptan bahsetmeniz, toplu sipariş vermeniz hem ekolojik ayak izimizi düşürür hem de topluluğumuzu genişletmemize yardımcı olur.
Öte yandan, “armağan ekonomisi”nden feyz alarak kitaplara ulaşmakta zorlanacak kişilere destek olmak için “Askıda Kitap” gibi uygulamalara alan açmaya çalışıyoruz. Siz de askıda kitap bırakarak kitabın dezavantajlı kesimlere ulaşmasına fayda sağlayabilirsiniz. Kitaplarımızın dağıtımına destek olmak isterseniz Ekofil dağıtım noktası olmak için başvuruda bulunabilir, dağıtım noktalarımızdan alışveriş yapabilirsiniz.
Birlikte bütünün iyiliği için üretimler yaptığımız, paylaştığımız ve bilgiyi özgürleştirdiğimiz nice günlerimiz olsun!
Dijital platform The Magger için Zeynep Durukan’ın Ekofil Mutfak Ekibi ile yaptığı röportaj https://www.themagger.com/ekofil-yayinlari-roportaj/ adresinde 25 Şubat 2022’de yayımlanmıştır.
Ekofil, topluluk destekli bir yayıncılık modeli tasarlamak, uygulamak ve geliştirmek için bir araya gelmiş, gezegenin ve insanlığın selametini önemseyen yazar, çizer, çevirmen, editör ve okurlardan oluşan bir girişim. Ekofil Yunanca oiko (ev) ve phile (sever) kelimelerinden türetilmiş bir terim. “Ev” ile kastedilen, şimdilik tek evimiz olan dünya gezegeni. Ekofil, evimiz ve üzerindeki tüm varlıkların iyiliğini gözettiği müddetçe her konu ve alanda yayın yapmayı amaçlıyor.