Ekofil mutfak ekibi adına yazan: Hira Doğrul

Topluluk destekli bir yayıncılık modelinin hayalini kurup, uzun süre tasarımını yaptıktan sonra, 5 yıl önce kitap çıkarmaya başladık. Hızlı başladık ama araya pandemi ve ekonomik kriz girdi. Modeli pek çok bakımdan hayata geçirdik ama görünen o ki işin ekonomisini tam olarak işletemiyoruz. Bununla ilgili aklımdan geçenleri paylaşmak istedim.

Yaratmaya soyunduğumuz yayıncılık modelinde öncelikli amaçlarımız,

  • Nitelikli yayıncılık, yani kitap seçiminden çeviriye, editöryal aşamalardan tasarıma, kâğıt kalitesinden görselliğe her anlamda çok özeniler işler çıkarmak;
  • Cüretkâr yayıncılık, yani piyasa yayıncılığının basmaya çekineceği, sıradışı ama özgün metinleri yayınlamak;
  • Ulaşılabilir yayıncılık, yani dar bir kitleye yönelik butik bir ücretlendirme yerine geniş kitlelerin nitelikli kitaplara ulaşabilmesi için makul ücretlendirmeleri benimsemek;
  • Katılımcı yayıncılık, yani okurların kitap seçimi, eleştirisi, paylaşımı, dağıtımında süreçlere katılmasına ve birbirleriyle kaynaşmalarına olanak sağlamak;
  • Adil yayıncılık, yani emek veren herkesin emeğinin karşılığını alması;
  • Eşitlikçi yayıncılık, yani sürece katılan herkesin söz ve karar eşitliğine sahip olması;
  • Şeffaf yayıncılık, yani bütün aşamaların merak eden herkese açık olabilmesi;
  • Kamu hizmeti yapan yayıncılık, yani kâr amacı gütmeyen ve dezavantajlı gruplara kitaplara erişim olanağı sağlaması;
  • Bağımsız yayıncılık, yani sermayedarlar ve piyasa koşullarından azade, kendi yağıyla kavrulan bir yayıncılık yapmak idi.

Bu amaçlarımızın hemen hepsine ulaştığımızı, ete kemiğe büründürdüğümüzü söyleyebilirim.

Böyle bir yayıncılık anlayışını hayata geçirmek için ekonomik model olarak Topluluk Desteği’ni seçtik; yani, bir kitabın temel maliyetlerini ön sipariş yoluyla toplamayı, kitabın duyurulması, tanıtımı, dağıtımında topluluğun gücünden yararlanmayı hedefledik. Bu şekilde temel maliyetleri karşılanan bir kitap satışa çıktığında, kitabın tüm maliyetleri ve resmi giderler karşılandıktan sonra elde edilen kârı bir sonraki kitabın can suyu olarak kullandık. Geldiğimiz noktada amaçlarımıza birebir uygun yayıncılık yapıyoruz ama ekonomik modeli tam olarak işletemiyoruz.

İlk kitabımız olan tohum rehberi büyük ilgi ve destek gördü. Bu ilgi ve desteğin gücüyle (biraz acemice davranarak) 3 bin adet bastığımız ikinci kitabımız Saklı Orman da gayet güzel ilerledi. Fakat sonra süreç yavaşlamaya başladı. Toplulukla yaptığımız anket sonucu ortaya çıkan çocuk kitabı talebini görselliğine bayıldığımız Büyüdüğüm Yer ile karşılamaya çalıştık. Telifi yüksekti, renk paleti çok özgündü, özel ve pahalı bir kâğıt kullanmak gerekiyordu. Hiçbir masraftan kaçmadan topluluğa güvenerek kitabı çıkardık, böyle bir kâğıdın gerektirdiği fiyatlandırmaya gitmeden makul bir ücretle satışa çıkardık ama muhtemelen hikâyesi, sözleri az bulunduğu için satışlar yavaş ilerledi. 3,5 yıl önce çıkardığımız kitap ancak bu yıl kendi maliyetini kurtardı. 4. kitabımız olan, hem şefkatli bir arıcılığı anlatan hem de modern topluma, sağlık anlayışına dair derin kavrayışlar sunan Balarısını Kurtarmak ilgiyle karşılandı, benimsendi ama pandemi sonrası satışları durdu. 5. kitabımız, ilkelerimize uygunluğun tam bir örneğiydi, Türkiye’de çok az örneği olan ekolojik bilimkurgu alanında, üstelik genç bir yazarın ilk eserini pandemi sonrası çalkantılı dönemde basmaya karar verdik. Bu riskleri alabilmek, yerli genç yazarlara, ekoloji yazınına alan açmak için kurulmuştuk zaten. Üç editörün bir yıl süren titiz çalışmasıyla hazırlanan Yeryüzünde Bir Mevsim nitekim sonrasında katıldığı iki yarışmada kısa listeye kalmayı başardı ama kitabı yeterince duyurmaya, farklı kesimlere tanıtmayı başaramadık, satışları yavaş gidiyor. Sonrasında yine yerli bir kaleme, kırsala yerleşmekle ilgili komik, absürd, ters köşe, altyapısı sağlam, çok ince gören bir çizim kitabı hazırladık. Yine üstümüze düşeni yaptık, iki editör bir yılı aşkın süre boyunca yüzlerce çizim arasından seçki yaparak Faruk ile Toygun’u hazırladı. Son derece sıradışı, kendini hemen ele vermeyen ama zaman içinde kült olacağını düşündüğüm kitap ne yazık ki çok yavaş satılıyor. 7. kitabımız ebeveynsiz kalmış bir baykuşu anlatan çocuk kitabımız Mimu idi, aslında mali olarak sallantıdaydık, yazarın kişisel bağlantıları sayesinde kitap hızla yayıldı, şu anda baskısı tükendi. Daha sonra, şehirde mutfak atıklarının en kolay ve verimli değerlendirme yöntemi olan Bokaşi Kompostu’nu çıkardık, yine başta büyük ilgi gören kitap ekonomik krizin patlamasıyla yavaşladı. Her şeye rağmen devam edeceğiz diyerek, müstesna bir ekoloji kitabını, küçük ölçekte kendine yeterliliği anlatan Yeşil Büyücülük’ü bastık. Kitap başından itibaren ilgiyle karşılandı, fena da gitmiyor ama 600 adedi yeni geçtik.

Son kitaplarımızda batmadık ama artıya da çıkamadık, artıya çıkamadığımız için yeni kitaplara can suyu aktaramadık, ön sipariş süreçlerinin tamamlanmasını bekledik, 2. vitesi bir türlü 3’e atamadık. Emeklerimizden kestik, yarı gönüllü çalıştık. 2000’e yakın kitabı “askıda” olarak ülkenin çeşitli yerlerine ihtiyaç sahiplerine gönderdik. Bu arada ekibimiz küçüldükçe küçüldü; doğum, taşınma, uyuşmazlık gibi çeşitli nedenlerle ayrılanlar oldu, bütün işler 3 kişinin üstüne kaldı. Ekofil’i duyurmayı, tanıtmayı başaramadık; topluluk üyelerinden medyada ve kitap eklerinde tanıtım desteği verme sözünü verenler sözlerini tut(a)madı. Sosyal medyada heyecanlı bir hikâye oluşturamadık, kendimizi allayıp pullayamadık. Yine de bu yıl tohum rehberimizin ve Saklı Orman’ın 2. baskılarını çıkardık.

Ekonomik olarak, her kitabımız ilk ağızda 750 adet satılsa, zaman içinde bini geçse bu çarkı rahatlıkla döndürebileceğiz, bütün bu iddialı amaçları yerine getirebileceğiz. Ancak geldiğimiz noktada kasada paramız kalmadı. Yazın çok yavaştı. Ekonomik koşullar giderek ağırlaşıyor. Kendi adıma, bu modeli gerçekleştirmeye yaklaştığımızı, işleyen alternatif bir model kurmanın gayet olanaklı olduğunu ama yeterli desteği alamadığımızı düşünüyorum. Devam edip etmeyeceğimize mevcut kitapların satışına göre karar vereceğiz yani aslında topluluk karar verecek.

Böyle bir yayıncılık girişimini desteklemek istiyorsanız neler yapabilirsiniz?

> Bastığımız bir kitap o kadar ilginizi çekmese bile, durumunuz uygun olduğunda o kitabı alabilir, hediye edebilir veya askıda bırakabilirsiniz.

> Bir Ekofil kitabını edinmenin en doğru zamanı ön sipariştir.

> Kitaplarımızı sosyal medyada duyurabilir, arkadaş ortamlarında tanıtabilir, ilgisini çekeceğini düşündüğünüz dostlarınıza önerebilirsiniz.

> Ekofil’in duyurulması için kitap eklerinde, sosyal medyadaki kitap bloglarında çalışan editörlerle bizi bağlantıya sokabilirsiniz.

> Bağlantıda olduğunuz şirketler ya da kurumları “askıda kitap” uygulamamız hakkında bilgilendirebilir ya da çalışanlarına kitap hediye etmelerine vesile olabilirsiniz.

> Sosyal medya içeriği, hikâyeleri hazırlamamız için bize destek verebilirsiniz.

> Ekofil ruhuna yakın gördüğünüz kafe, dükkân, sahaf, topluluk mekânı gibi yerlerin dağıtım noktamız olmaları için arabulucu olabilirsiniz.

 

Muhabbet ve dayanışmayla!

Pin It on Pinterest